Avgonima’ dan 5km uzaklıkta, zeytin ve çam ağaçlarından oIuşan mükemmel bir yolun devamında, saklı bir kayanın üzerinde, uçurumun ucunda, şehirden 21 km. uzaklikta bir kaleköyü olan Anavatos bulunmaktadir. İsminden de anlaşıldığı üzere, Anavatos, zor ulaşılan anlamıyla, oraya inşa edilmesinin sebebini göstermektedir. Fiziksel konumu ve surlar, köyü batı kıyılarından gelen korsan saldırılarından korumaktaydı. Yerleşim bölgesi, tiyatro şeklini andıran bir yapıyı andırmaktadir, alçak bölgelerden başIayarak akropolis’ e ve uçuruma doğru yükselmektedir. Evler iki katlı, dar uzun ve çatısızdır.

Yanyana inşa edilmiş olan bu evierin, alçak kapıları, gözlem noktaları olarak işlev gören küçük yay şeklinde pencereleri ve çatı pencereleri vardır. Bu şekiIde inşa edilmiş olması da, kiracılarına (misafirlerine) en iyi güvenli ortami saşlamak için ne kadar hesaplandiğını göstermektedir. Anavatos köyünün en uzun gelişme dönemi Osmanılı Imparatorluğu’nun son yıllaridir. Köy, 1822’ de Turklerden kurtuIamamıştır ve daha sonra 1881’ de yaşanan bir deprem burada da izlerini birakmiştir.

Şehrin en yüksek bölgesinde çift çatılı Taksiarhi kilisesi bulunmaktaydi. Bugün, sadece ilginç yay ye kamara şekilleri bulunduran kuzeydeki duvarları kurtarılmış durumda ve tapinağın yeniden restorasyonu için çalişmalar yapilmaktadir. Baş Meleğin görünyüsü, Taksiarhi yeni kilisesinin ana ğiriş kapısına taşınmıştır ve köyün eski kiliselerinden kurtarılan kutsallar burada korunmaktadir. Köydeki binaların çoğu iyi durumda korunmaktadir. Böylece, toplu olarak bakıldığında, yarı ölü yarı canlı bir toplumun tamamIanmış bir resmini ortaya koymaktadır ve vahşi çevreye daha da fazia bir yatkınlık katmaktadır. Mistras ve Sakız Adası Zaloggosu’ nun buIunduğu Anavatos’u tanimak için gelen her ziyaretçiyi, bugün sayıları çok az olan köy sakinleri karşilamaktadir.